Bu gün Erdal Eren'in ölüm yıl dönümü,hayatının baharında hayatına son verileli 32 yıl olmuş,yani yaşasa bu günlerde elli yaşında bile olmayacak bir yaştaymış.Çoğu blogger arkadaşımızın doğum tarihinin seksenli yıllar olduğu düşünülünce, doğdukları yıllarda bu coğrafyada yaşananları belki de sadece o yılları anlatan filmlerden, televizyon dizilerinden görüyor ve belki de inanamıyorlardır yaşananlara.Oysa dizilerdeki acılardan çok daha fazla acılar yaşandı o yıllarda, şimdi ki gibi tonton bir ressam, yattığı yerden hesap veren bir ihtiyar olarak tanımadık bizler Kenan Evren'i. 17 yaşında gencecik bir çocuğun yaşını büyüttürüp; asmayıp da besleyelim mi diyerek pek çok çocuğu, genci baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar ve zindanlar ile tanıştırdı.O yıllardan unutulmayan,o yılların simgelerinden hemen hepimizin içinde bir sızı olarak kalan bir isimdir Erdal Eren.Bu sızıyı daha sonraları pek çok sanatçı şarkılarında, şiirlerinde dile getirdiler.Şair Gülten Akın'ın Büyü şiiri Erdal Eren'e yazılmış en anlamlı şiirlerden yalnızca bir tanesidir.
Acılar alacak yokluklar alacak
Büyü de baban sana
Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Bitmez işsizlikler,açlıklar alacak,
Büyü de baban sana
Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Baskılar,işkenceler,
Kelepçeler,gözaltılar,
Zindanlar alacak
Büyü de baban sana
Büyü de büyü
Büyüyüp de on yedine geldiğinde,
Baban sana idamlar alacak.
Sevgili Nergis ;anıyoruz sevgili Erdal Eren'i , Ne güzel bir şiirle anıyorsun...O günlerin herbiri yarışıyor en acı, en acı diye.Hepsi acı hepsi korkunç...kayıp bir kuşak,izleri silenemeyen bir kuşak işte...Selam ve sevgiler.
YanıtlaSilKayıp kuşağın bir üyesi olarak,hafızamızda yer eden öyle çok şey var ki,unutmak mümkün değil o günleri ve o günleri yaşatanları.Benden de selam ve sevgiler :)
Sil12 eylülün koyu karanlığında açan; dünya tarihinin en hızlı yargılamalarından birisiyle yargılanıp asılabilmesi için yaşı büyütülmüş bir lise öğrencisi ve idam edilene kadar boynu hiç eğilmeden dimdik duran taze kırmızı bir gelinciktir erdal eren. Koparanlara yazıklar olsun!
YanıtlaSilNe yazık ki dönem dönem bir alaca karanlık şafağına dönen bu ülkede bazen fidanlar,bazen gelincikler maruz kalıyor zulümlere.
SilSitenizi tsadüfen gezerken buldum.Yazınızı göz yaşları içinde okudum. Bir Anne olarak içim acıdı canım acıdı. Ailesi buna nasıl dayandı. Biraz araştırma yapınca ailesine yazdığı mektubu okudum.Dayanılır gibi değil. Bunun hesabını bu dünyadada öteki dünyada da verse ne yazar. Hiç bir şey geri gelmez. İnsan böyle bir açıyla nasıl yaşar. Her şey bu kadar kolay mı ya utnç verici bir olay. İZMİR den NURAY
YanıtlaSilGerçekten bizler anılarını okumaya bile dayanamıyoruz.Onlar nasıl dayandılar,geride kalanlar nasıl yaşadılar bilmiyorum.Anılardan birinde okumuştum,oğlu için idam istenen annelerden biri o günden sonra çamaşır bile asmadım,ip görmeye dayanamam diyordu.Geri gelmeyecekler,acılar dinmeyecek,yaşananlar unutulmayacak ama en azından sebep olanların suçları tescillenmiş olsun diye düşünüyorum.Sevgiler.
SilnİCE eRDAL GİBİ GELİNCİKLERİ KOPARTILAR.kOPARSINLAR ONLAR AMA HİÇ BİE ZAMAN SÖNMEDİ O GELİNCİKLER
YanıtlaSilNice Erdal gibi gelincikleri toprağından koparttılar.Ama hiç bir zaman solduramayacaklar Hele sizin gibi gençler bu gerçekleri bildiği sürece sevgiler
Sevgili Güloanne,yaşananlar unutulmuyor.Haklısınız iyi ki her şeye rağmen hala gerçekleri bilen gençler var.Bana gelince,ben de o günleri yaşayanlardanım maalesef.Sevgiler.
YanıtlaSilakışlanası bir yazı olmuş.senin gibilerin var olması ne güzel.
YanıtlaSilUnutmak istese de unutamıyor insan bazı şeyleri.Keşke yaşanmasaydı bu acılar.
Sil