Mini Canlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mini Canlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mart 2015 Pazar

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Kadınlar günü
Emekçi kadınlar günü
8 Mart Dünya kadınlar günü
                                                  
                                                  Kaç kulağı olmalı ki insanın 
                                                  Ağlayanları duyabilsin...
                                                  Ve kaç kadın ölmeli ki
                                                  Artık bu kadarı fazla diyebilsin.

     8 Mart 1857 yılında New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları isteğiyle tekstil fabrikasında yaptıkları grev sırasında polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve o sırada çıkan yangında barikatları aşamayıp ölen çoğu kadın 129 işçi anısına Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanmaktadır. 12 Eylül askeri darbesinde verilen arayı saymaz isek, 8 Mart 1921 yılından bu yana ülkemizde de tüm dünya ile birlikte kutlanıyor. Gerçi, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınlar, kadın bedeni üzerinden sürdürülen politikalarla, ayrımcılıkla karşı karşıya ve eskiden kadın haklarını savunurken, maalesef son yıllarda kadınların yaşam hakkını savunacak durumdayız.Ne yazık ki; çoğu zaman adına bir nüfus kağıdı bile çıkarılmamış, hiç yaşamamış gibi ölen kadınlarımızın hayatını ve o hayatları yok eden, karartan, babalarını, kocalarını, erkek kardeşlerini, oğullarını, sevgililerini yani erkeğin kadına yaptığı zulmü her gün bir film gibi izliyoruz.Her gün bir kaç kadının öldürülmesini nerede ise kanıksadığımız bu ülkede; kadınlara uygulanan baskıları, şiddeti, ayrımcılığı, çocuk gelinleri, tecavüzleri, cinayetleri görmezden gelip, nasıl giyineceğimize, kaç çocuk doğuracağımıza, kürtaj yaptırıp yaptırmayacağımıza karışıp, bu cinayetleri durdurmayanların bu gün hangi yüz ile kadınlar gününü kutlayacaklarını merak ediyorum.Erkeğin, erkek egemen toplumun yaşattığı bu zulme erkeklerden ve erkekleşmiş kadınlardan oluşan yetkililerin dur demesi dileğiyle.
                                                Üç etekli, ak puşulu, türkü bakışlı
                                                Kadınlar yürüyor dağlara doğru
                                                Leylak moru, gül kurusu dağlara doğru
                                                Özlemlerle, acılarla bir Anadolu
                                                Sivaslı mı, Urfalı mı bilemem gayrı
                                                Kadınlar kadınlar dağlara doğru
                                                Çalı çırpı sıla gurbet dağlara doğru
                                                Sarı sıcak ak cibinlik dağlara doğru
                                                                                             Hasan Hüseyin Korkmazgil

25 Nisan 2014 Cuma

HOLLANDALI MİNİCANLAR

Şeker hamurlu kurabiye tarifi
Şeker hamurundan Hollandalı kurabiyesi nasıl yapılır
İstanbul hatırası kurabiyesi nasıl yapılır
     Hollanda ve Kuzeyin Venedik'i de denilen Amsterdam şehri; kanalları, kanal evleri, yel değirmenleri, birbirinden güzel binaları, her yaştan her statüden insanın ulaşımını bisikletle sağlaması, lale bahçeleri ve özellikle kırsalda bulutların dokunulacak kadar yakınımızda olmasından mıdır bilmiyorum benim gözüme masal diyarı gibi görünmüştü :) Bu kurabiyeleri ülkemize ziyarete gelen Hollanda heyeti için,biraz da o günlerin hayali ile zevkle yaptım.Hollandalıların geleneksel kıyafetlerini; ellerinde lale sepetlerini, ayaklarına ucu yukarı doğru sivrilen klompen denilen tahta sarı terliklerini, kadınların uzun önlüklü eteklerini, başlarındaki özgün beyaz şapkalarını ve erkeklerin kasketli, bol pantolonlu yerel kıyafetlerini kurabiyelere olabildiğince yansıtmaya çalıştım. Kurabiyenin arka yüzüne bizim kültürümüzden de bir şeyler olsun, dostluğumuza nazar değmesin diye düşünerek nazar boncukları yapıp, üzerine İstanbul Hatırası yazdım.Bir zamanlar ''Düşünün Antalya'da mutlu bir Hollandalı'' diye sözleri olan sanıyorum Ali Kocatepe'nin bir şarkısı vardı, Antalya'da mutlu Hollandalılar var mı bilmiyorum ama umarım İstanbul'daki Hollandalılar ülkelerine güzel anılarla dönerler ve bu kurabiyeler de onlar için İstanbul Hatıralarından biri olur.

21 Şubat 2014 Cuma

İNCİ'NİN DOĞUM GÜNÜ KURABİYELERİ

Şeker hamurlu doğum günü kurabiyesi tarifi
İsimli kurabiye nasıl yapılır
Mickey mouse kurabiye nasıl yapılır
     Blog yazdığım çevremde pek bilinmediğinden; bazen arkadaşlarım benim olduğumu bilmeden yaptıklarımı beğeniyorlar, yazdıkları yorumları okuyunca sanal alemde de olsa kalp kalbe karşıymış diyorum çoğu zaman :) İnci'nin anneannesi de çoook eski yıllardan arkadaşım, araya giren yıllar ve yollar yüzünden bir süre görüşemedik ama kalbimde ki yeri hep o zarif ve naif genç kız olarak kaldı, her ne kadar bu gün artık bir anneanne olsa da :) Daha bizim aklımız bir karış havadayken, o çok erken yaşlarda karşılaştığı aşkı ile 12 Eylül'ün o karanlık günlerinde evlendi.Sokaklarda askerlerin nöbet tuttuğu bir eylül gününde, askerin izni ile kınasına gittiğimiz gün hafızamda kalan hiç unutmadığım sahnelerdendir, üzerinden yıllar yıllar geçse bile...Geçtiğimiz günlerde beni tanımadan ulaşıp, torununun doğum günü için kurabiye siparişi vermek isteyince, yıllar sonra sanal ortamda tekrar karşılaşmış olduk :) Aslında  sipariş alıp kurabiye yapmıyorum, sadece eşe dosta özel günlerinde kendimce bir şeyler yapıyorum ama İnci bizim neslin ilk torunu olunca bizim de torunumuz sayılacağından, ona da doğum günü konseptlerine uygun olarak üzerinde Mickey Mouse olan kurabiyelerden yaptım. Anneannesinin facebook sayfasında yer alan fotoğraflarında ki tombul yanaklarına bakarak yapmaktan zevk aldığım İNCİ kurabiyeleri, bir de annesi ve anneannesi ile fotoğrafından kurabiyesini yapıp gönderdim.Umarım kurabiyeleri beğenirsiniz, ben de İnci'nin ilk doğum gününe az da olsa bir renk katmış olurum. Nice yıllara İNCİ...Doğum günün kutlu olsun, yıllar sana hep sağlık, mutluluk, başarı getirsin.


22 Kasım 2013 Cuma

PARMAK KURABİYEDEN,MİNİCANLARA ...

     Uzun zaman önce facebookda gördüğüm ,pek çok kişinin hatırlayacağı bir fotoğrafta ki,iki parmağın yan yana gelmesiyle ulaşılan anlatımda ki sadelik çok hoşuma gitmiş ve bu kurabiyeyi yapmıştım.Sonra iki parmaktan ve '' Beş parmağın beşi bir olmaz '' atasözümüzden yola çıkarak beş parmaktan oluşan bir kurabiye yaptım.Sadelik her ne kadar hoşuma gitse de daha sonra duramayıp gene ayrıntılara daldım ve bu kurabiyeden gide gide Minicanlara ulaştım :) Aslında bu kurabiyeye benim Minicanların atası da diyebilirim :) ''Şeytan ayrıntı da gizlidir'' derler ya,bu ayrıntı merakı ve giderek çoğalan bu Minicanlar beni nerelere götürür bilemiyorum ama ilk başladığım noktayı da arşivimde olması için paylaşmak istedim.


























20 Kasım 2013 Çarşamba

BU İŞ ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL !


     Türkiye'de kanunen yasak olmasına rağmen 2013 yılı itibariyle 1 milyon çocuk işçi bulunuyor.Bunların en az 400 bini ağır tarım işçiliği yapıyor.20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde,çocuk işçiliğinin önüne geçmek çocukların,sağlık,eğitim ve yaşam haklarını savunma amacıyla Hayata Destek İnsani Yardım Derneği tarafından başlatılan bir kampanya ile, Türkiye'de yaşayan 1 milyon çocuk işçinin çocuk olma hakkına destek isteniyor. ''Bu iş çocuk oyuncağı değil ! ''denilerek, kabul edilemez bir emek sömürüsü ve insanlık ayıbı olan çocuk işçiliğinin Türkiye kamuoyu tarafından tüm boyutları ile algılanması amaçlanıyor.
MANİFESTO
Çocuk olmak;
anne-babamızla aynı işi yapmak zorunda olmak değil !
Çocuk olmak;
ev diyeceğimiz bir yer olmadan,mahsul toplamak için oradan oraya göç etmek değil !
Çocuk olmak;
en ağır şartlarda,günde 10 saatten fazla çalışmak zorunda olmak değil !
Çocuk olmak;
kayıtlı olduğumuz okula,senede sadece birkaç gün gidebilmek değil !
Çocuk olmak;
sırf böyle bir dünyaya doğduk diye,önceden belirlenmiş bir kaderi yaşamak değil !
Çocuk olmak;
oyun oynamamızın lüks olduğunu kabullenip susmak değil !
Çocuk olmak;
kanunlarla korunmuş haklarımızdan mahrum büyümek değil !
ÇOCUK OLMAK;
BÖYLE BİR ŞEY DEĞİL !

7 Kasım 2013 Perşembe

GÜLE GÜLE OTURUN KURABİYESİ

Güle güle oturun kurabiyesi tarifi
Şeker hamurundan kurabiye tarifi
Şeker hamurundan kurabiye nasıl yapılır
     Kuzenimiz Figen ve eşi, uzun yıllar süren çalışma hayatlarını sonlandırınca, büyük şehirlerde yaşayan pek çok tanıdığımın  da ortak hayali olan Ege'de denize yakın bir ev alarak emeklilik hayatlarına başladılar. Büyükşehir'den tam anlamıyla kopamasalar da bu ev, bu yaz hem onlar, hem de kedileri için, yeni bir hayata başlangıç ve güzel bir tatil fırsatı oldu sanıyorum.Bu kurabiyeyi de, bahçesinde limon ağacı ve güller arasında, nerede ise bir malikane büyüklüğünde ki bu eve ''güle güle oturun ziyareti '' için giderken yaptım.Ev sahiplerinin hayatında kediler çok önemli bir yer tuttuğundan, evin kedileri yanında yaz boyunca sitenin bütün kedileri de evin sahipleri arasına katılmış oldu.Kedi sayısı her geçen gün biraz daha çoğalınca, kurabiyede malikane sahiplerinin sadece kadrolu kedilerine yer verebildim :) 
     Emeklilik hayatınız mutlulukla, sağlıkla geçsin.Kedileriniz ve siz evinizde iyi günlerde oturun.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

1 MAYIS İŞÇİNİN EMEKÇİNİN BAYRAMI KUTLU OLSUN

     Tarım işçileri, sanayi işçileri, yeryüzünün yüzlerce metre altında ölümle yüz yüze çalışan maden işçileri, temizlik işçileri, tekstil işçileri, tersane işçileri, çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan çocuk işçiler, her seçim sonrası sürgün gezen belediye işçileri, adını bilmediğim, duymadığım iş kollarında çalışan ve zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayanlara selam olsun. Dilerim; benim minicanlar kurabiyelerim gibi yüzünüz hep gülsün, aynı gökyüzü altında mutlu, sağlıklı, emeğinizin karşılığını alarak yaşayın.
1 Mayıs işçilerin, emekçilerin bayramı kutlu olsun.     
                                        Ve sevda
                                        ve zulüm
                                        ve hayat
                                        ve gökyüzü
                                        ve sahra
                                        ve mavi okyanus
                                        ve kederli nehir yollarının
                                        sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
                                        bir şafak vakti değişmiş olur,
                                        bir şafak vakti karanlığın kenarından
                                        Onlar ki, ağır ve nasırlı ellerini toprağa basıp
                                                                            doğruldukları zaman...
                                                                                     Nazım Hikmet

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...