5 Mayıs 2014 Pazartesi

HIDIRELLEZ - DENİZ - HÜSEYİN - YUSUF


     ''Hıdırellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan; Orta Asya kültürü, eski Anadolu kültürü, İslam kültürü ve ortak Balkan kültürü ile beslenmiş, zengin kültür değerlerinin oluşturduğu bir şenlik, tören ve bayram bütünüdür'' diye tanımlanmış...Gerçekten de bu topraklarda yüzyıllardan beri her bölgede değişik ritüellerle kutlanan Hıdırellez'de; Hızır'ın karadakilerin, İlyas'ın ise denizdekilerin yardımcısı olacağı, sıkıntıların azalacağı, bolluk, bereket geleceğine inanılmıştır. Kimi gül ağacının dibine dileklerini gömmüş; kimi akarsulara, denizlere yazıp çizdiği dileklerini bin bir umutla atıp, sonrasında bir mucize beklemiştir. Çocukluğumda pis eve Hızır'ın uğramayacağına inanıldığından evler temizlenir; bolluk, bereket gelsin diye zeytinyağı lancalarının kapakları açık bırakılırdı. Hızır uğrarsa zeytinyağlarının dolup taşacağına inanıldığından, taşanları koymak için yanlarına kaplar konulurdu. O gece günün ilk ışıklarıyla dere yada denizin kenarına gidilir; herkes istediği ev, araba, gelin, çocuk ne istiyorsa kumların üzerine çizer ve denizin dalgalarının kuma çizilenleri sildiğinde dileklerinin kabul olacağına inanılırdı. Ertesi gün, Ayvalık Çamlık'ta yapılan Hıdırellez pikniğine giderken götürmek için oğlak eti, nohut ekmeği pişirilir, yumurtalar soğan kabuğu ile beraber haşlanıp, boyanır ve piknik gün boyu sürerdi.
     Çocukluk yıllarım boyunca uğuruna inandığım; bolluk ve bereketi üzerine değişik hıdırellez hikayeleri dinlediğim bu günde, dileklerimizin gerçekleşebilmesi için hıdırellezin uğruna içtenlikle inanmak ve günün ilk ışıklarıyla dilekler dileyip olmasını beklemek gerekiyormuş ama aklımın erdiği günlerden bu yana gül fidanına dileklerini asmak yerine tam da o saatlerde darağacına astıkları  üç fidanımız Deniz, Hüseyin ve Yusuf aklıma geldiğinden; benim dileklerim öylece boğazıma düğümlenip kalıyor. İyi dileklerin dilendiği, bu umut dolu saatlerde Deniz'leri asanların hıdırellezden mi haberleri yoktu, yoksa herkes hıdırellez coşkusu içindeyken yaptıkları unutulur gider mi sandılar, bilemiyorum. Sonra yaptıklarını unutup, eve döndüklerinde kendi çocukları için gül ağacının dalına dileklerini de astılar mı acaba...

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma.

Melih Cevdet ANDAY

8 yorum:

  1. 6 mayıs gecenin karanlığı,aydınlığa çekiliyor.Halkın “Hıdırellez” günüdür.Toprağa tohum atılır Hıdırellez’de…Halk inancında toprağın bereket vakti diye bilindiği bir gündür…Bugün O üç cesur devrimci yüreği anıyorsak,unutmuyorsak; O’nların attığı tohumlar yeşeriyor ,dal budak salıyor demektir…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçimizde bir burukluk olsa da umarım gecenin karanlığı aydınlığa çekilir ve hıdırellez bereketiyle gelir.Sevgilerimle.

      Sil
  2. bereket getirsin herşeye...

    YanıtlaSil
  3. bende üç fidanı düşünerek
    dileğimi bir gül fidanına bağladım..

    YanıtlaSil
  4. Bazı şeyler unutulmuyor. Unutulmamalida.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. '' Değil bu unutulur şey değil '' diyor ya Melih Cevdet ANDAY'da :(

      Sil

BLOG HESABI OLMADAN YORUM BIRAKMAK İSTEYENLER ;
''Yorumlama Biçimi'' isimli kutucuğa tıkladıktan sonra ''Anonim'' ayarını seçerek yorumunuzu bırakabilirsiniz.Yorum bıraktığınızda adınızı da yazarsanız sevinirim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...