Etkinlikler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Etkinlikler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mart 2015 Pazar

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Kadınlar günü
Emekçi kadınlar günü
8 Mart Dünya kadınlar günü
                                                  
                                                  Kaç kulağı olmalı ki insanın 
                                                  Ağlayanları duyabilsin...
                                                  Ve kaç kadın ölmeli ki
                                                  Artık bu kadarı fazla diyebilsin.

     8 Mart 1857 yılında New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları isteğiyle tekstil fabrikasında yaptıkları grev sırasında polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve o sırada çıkan yangında barikatları aşamayıp ölen çoğu kadın 129 işçi anısına Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanmaktadır. 12 Eylül askeri darbesinde verilen arayı saymaz isek, 8 Mart 1921 yılından bu yana ülkemizde de tüm dünya ile birlikte kutlanıyor. Gerçi, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınlar, kadın bedeni üzerinden sürdürülen politikalarla, ayrımcılıkla karşı karşıya ve eskiden kadın haklarını savunurken, maalesef son yıllarda kadınların yaşam hakkını savunacak durumdayız.Ne yazık ki; çoğu zaman adına bir nüfus kağıdı bile çıkarılmamış, hiç yaşamamış gibi ölen kadınlarımızın hayatını ve o hayatları yok eden, karartan, babalarını, kocalarını, erkek kardeşlerini, oğullarını, sevgililerini yani erkeğin kadına yaptığı zulmü her gün bir film gibi izliyoruz.Her gün bir kaç kadının öldürülmesini nerede ise kanıksadığımız bu ülkede; kadınlara uygulanan baskıları, şiddeti, ayrımcılığı, çocuk gelinleri, tecavüzleri, cinayetleri görmezden gelip, nasıl giyineceğimize, kaç çocuk doğuracağımıza, kürtaj yaptırıp yaptırmayacağımıza karışıp, bu cinayetleri durdurmayanların bu gün hangi yüz ile kadınlar gününü kutlayacaklarını merak ediyorum.Erkeğin, erkek egemen toplumun yaşattığı bu zulme erkeklerden ve erkekleşmiş kadınlardan oluşan yetkililerin dur demesi dileğiyle.
                                                Üç etekli, ak puşulu, türkü bakışlı
                                                Kadınlar yürüyor dağlara doğru
                                                Leylak moru, gül kurusu dağlara doğru
                                                Özlemlerle, acılarla bir Anadolu
                                                Sivaslı mı, Urfalı mı bilemem gayrı
                                                Kadınlar kadınlar dağlara doğru
                                                Çalı çırpı sıla gurbet dağlara doğru
                                                Sarı sıcak ak cibinlik dağlara doğru
                                                                                             Hasan Hüseyin Korkmazgil

27 Şubat 2015 Cuma

ZEYTİNLİ KÖŞK KAHVALTI BAHÇESİ

     Geçen hafta sonu blogger arkadaşlarımla birlikte değerli şefimiz Volkan Altınörs'ün davetlisi olarak Urla asfaltı üzerindeki Zeytinli Köşk Kahvaltı Bahçesindeydik.Şehrin gürültüsünden uzakta, 200 kişilik kapalı alanıyla davet ve kutlamalar için de rezervasyon yapılan, zeytin ağaçları arasına yerleştirilmiş bembeyaz kameriyeleriyle, güzel servis takımlarıyla, mavi beyaz dekorasyonuyla ve yer döşemeleriyle uyum içindeki bu çok ferah ve nezih mekanda kahvaltı ederken küçük çocuklarınız; kahvaltı salonundan ayrı olarak düzenlenen açık alanlarda ki oyuncaklarda veya seramik atölyesinde seramik heykelcikler yaparak vakit geçirebilir, siz de isterseniz spor aletlerinin bulunduğu salonda sporunuzu yapabilirsiniz.Zeytinli Köşk'te reçeller, hamur işleri ve kruvasanlar şef Volkan Altınörs tarafından yapılırken, kahvaltılık diğer ürünler, peynirler, zeytinler kendi yörelerinden getirilip, tertemiz mutfaklarında hazırlanarak, güler yüzlü personelleri tarafından servis ediliyor.Zeytinli Köşk'ün kış günleri için çıtır çıtır yanan bir şöminesi var ama işin doğrusu şöminenin üzerindeki Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın tablosunu görmek benim için ortamı zaten yeterince sıcak yaptı :) Mekan sahibi Turgut beyin yapıp, duvarlara astığı resimler bence çok başarılıydı; sevdiğim, takdir ettiğim, hemen herkes oradaydı sadece iki resmi tanıyamadım onlarda Turgut beyin annesinin ve oğlunun resimleriymiş :) Hemen her masanın yanında yer alan resimlerden birini seçerek, yanınıza Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Can Yücel, Aşık Veysel hatta Che Guevara'yı alarak kahvaltınızı edebilirsiniz :) Bizim kahvaltıya gittiğimiz gün mevsim normallerine göre hava çok güzeldi, içeride şöminenin ve birbirinden lezzetli kahvaltılıkların, dışarıda ise zeytin ağaçlarının altında kış güneşinin tadını çıkardık.Açık ve kapalı alanlarıyla, şehrin gürültüsünden uzak çocuklarınızla birlikte nefes alabileceğiniz, doğal ürünlerle kahvaltı keyfi yapabileceğiniz bir ortam arıyorsanız, Zeytinli Köşke uğramalısınız.Bu güzel günde emeği geçen herkese teşekkürler.
Zeytinli Köşkün adresi: Urla asfaltı Yenikent mahallesi No:8 İzmir Tel:0 232 754 44 77
 

10 Aralık 2014 Çarşamba

SEBZELİ PİLAV - Redmond Multicooker

Redmond akıllı pişirici ile sebzeli pilav tarifi
Redmond akıllı pişirici ile sebzeli pilav nasıl yapılır
Redmond ile sebzeli pilav tarifi
     Redmond akıllı pişiricim bana ulaştığında içinden çıkan kitapçığa bakıp, denemelere 100 yemek tarifinin hangisinden başlasam acaba demiştim.Blogger arkadaşlarımda Nurdan da eskiden şarkılardan fal tutardık ya, ben de Redmond tariflerinden 71. sayfayı seçtim demiş :) Nurdan'ın bu esprili yanıtı işimi biraz kolaylaştırdı ve onun tuttuğu sayfadan denemelere başladım.Nurdan'cığım 71. tarif senin için gelsin :)
Malzemeler:
  • 300 gram pirinç ( 2 su bardağı)
  • 150 gram havuç ( 4 adet) 
  • 50 gram kuru soğan ( 1 adet)
  • 50 gram zeytin ( 10 adet)
  • 20 ml zeytinyağı ( 4 yemek kaşığı )
  • 270 ml su ( 1,5 su bardağı )
  • 4 gram sarımsak ( 5 adet )
  • Tuz 
  • Karabiber 
  • Dereotu
Yapılışı: 
  • Havuç ve sarımsaklar rendelenir.
  • Kuru soğan ince ince yemeklik doğranır.
  • Zeytinler ikiye kesilir.
  • Bütün malzemeler Redmond akıllı pişiricinin içine konulur.
  • Kapağı kapatılıp, çalışma modu RICE olarak, pişirme süresi de 30 dakikaya ayarlanır.
  • Start tuşuna basılıp, çalışma modu bitinceye kadar pişirilir. 
  • Piştikten sonra ince kıyılmış dereotu eklenip, servis tabağına alınır.

4 Aralık 2014 Perşembe

ERİKLİ KEK - Redmond Multicooker

Redmond akıllı pişirici ile kek tarifi
Redmond akıllı pişirici ile kek nasıl yapılır
Redmond ile erikli kek tarifi
     Redmond Türkiye İzmirli Yemek Bloggerleri ile yaptığı workshopa ben de davetliydim.Redmond adı üstünde akıllı pişiriciler ile her şey pişirilse de, ben en çok bu akıllı aletlerin kek, browni gibi şeyleri nasıl pişirdiğini merak ettiğimden öncelikle erikli keki denemek istedim.Blogger arkadaşım Pembe Kekik Sibel'ciğimle birlikte Redmond un yemek kitabında yer alan erikli keki pişirdik.Bütün malzemeler hazır, pişirici de akıllı olunca :) aslında bize çok fazla iş düşmedi. Redmond un ayarlarını yapıp, malzemeleri ekledikten sonra biz sohbet ederken o keki pişirdi.Kekin üzerini de Redmond da pişirilmiş erikli sos ve badem kırıntıları ile süsleyince kekin süslemesi bile bize kalmamış oldu :)
Malzemeler:
  • 200 gram un 
  • 200 gram toz şeker 
  • 150 gram erik 
  • 2 adet yumurta
  • 35 gram badem 
  • 15 gram kakao tozu 
  • 10 gram tereyağı 
  • 3 gram kabartma tozu 
  • 3 gram vanilya 
  • 100 ml bitkisel yağ 
  • 100 ml süt

Yapılışı:
  • Erikler ikiye kesilerek çekirdekleri çıkartılır.
  • Un, kabartma tozu ve vanilya ayrı bir kaba konulur.
  • Yumurtalar ve toz şeker mikserle çırpılır.
  • Bitkisel yağ ve süt karıştırılır.
  • Hepsi karıştırıldıktan sonra unun olduğu kaba dökülür.
  • Elde edilen karışım iki eşit kısıma bölünür.
  • Birine badem eklenip, karıştırılır, öbürüne kakao eklenip karıştırılır.
  • Çok fonksiyonlu pişiricinin içi tereyağı ile yağlanır.
  • Önce kakaolu hamur sonra bademli hamur dökülür.
  • Üzerine ikiye kesilmiş erikler konulur.
  • Kapağı kapatılır.
  • Çok amaçlı pişiricinin çalışma modu BAKE olarak, pişirme süresi 1 saat 30 dakika olarak ayarlanır.
  • Start tuşuna basılıp, çalışma modu bitinceye kadar pişirilir.

28 Kasım 2014 Cuma

7. İZMİRLİ YEMEK BLOGGERLERİ BULUŞMASI

     Geçtiğimiz hafta sonu İzmirli Yemek Bloggerleri'nin bir araya geldiği buluşma İzmir Körfezi manzaralı Hitay Plaza'da yapıldı.Çocuklarla Mutfakta, Fatoşca Tatlar, Gözde Tarifler, İzmirden Lezzetler, Seldanın Mutfak Defteri ve Sofra Keyfim bloglarının yazarları olan arkadaşlarımızın organizasyonu ile  çok güzel geçen bir kahvaltıda bir araya geldik.
     Bu buluşma için İstanbul'dan gelen çok değerli şeflerimizden Yunus Emre Akkor ve Filiz Çatalkaya Orhan ile tanışma ve sohbet etme olanağı bulduk.

     Kahvaltı bittikten sonra, salona girerken aldığımız kolonyaların üzerindeki numaralara göre yapılan hediye çekilişinde bana da Martı Yayınlarından bir kitap ve Chado ( Baharatlı Rooibos Çayı) çıktı.
     Buluşmayı organize eden arkadaşlarımıza, etkinliğimize renk katan şeflerimize ve her zamanki gibi bu etkinliğimizde de bizi yalnız bırakmayan sponsor firmalarımıza çok çok teşekkürler.
Sponsorlarımız: 
Okur Sabunları,  http://okursabun.com.tr/
Feast, Feast Cake Studio, http://www.feast.com.tr/
Calve Ketçap, http://www.calve.com.tr
Lipton Çay,  http://www.lipton.com.tr/
Kuntlar İçecek,  https://www.facebook.com/Kuntlar
Algida, http://www.algida.com.tr/
Redmond, http://multicooker.com/tr/     
Martı Yayınları, http://www.martiyayinlari.com/
Arkadya Kitap,  https://www.facebook.com/ArkadyaKitap
Ar Yıldız, http://www.aryildiz.com/
Tazemasa, http://www.tazemasa.com/
Tarhanababa, http://www.tarhanababa.com/
Chado Çay, http://www.chado.com.tr/
Keramika,   http://www.keramika.com.tr/ 
İMSE - Melike Bahçeci Kursu, http://www.imse.com.tr/
Evimsaray, http://www.evimsaray.com.tr/
Avon, https://kozmetik.avon.com.tr/
Atlantis Tablo, http://www.atlantistablo.com/

8 Temmuz 2014 Salı

KAZDAĞLARI’NIN BİN PINARI GÖZYAŞLARI OLMAYACAK

     Kazdağlarımıza dayatılan vahşi madencilik saldırıları yetmiyormuş gibi şimdi de tüm akarsularımıza yönelik HES veBARAJ planlamaları ile sularımızı elimizden almak istiyorlar. 1/100 bin ölçekli bölge planında 6 adet baraj ve 10l’arca HES projesi öngörülüyor.Yani yaşam kaynaklarımızın nasıl yağmalanacağını yine birileri kapalı kapılar ardında planlıyor.
     Dünyanın doğal kaynakları üzerinde gittikçe büyüyen bir hakimiyet kurma amacı güden sermaye-devlet işbirliğinin son hedefi su kaynaklarıdır. Devlet eliyle suların kullanım hakkı yarım asır gibi sonuçları kestirilemeyecek zaman dilimleri için özel şirketlere devredilmektedir. Tüm canlıların yaşam hakkı olan su sanki işletilmediği sürece boşa giden bir malmış gibi şirketlere kiralanmaktadır.
     Baraj ya da HES, her çeşit su yapılaşmasının gereklilik ve yararlarının açık olarak tartışılması, etkilenecek halk kesimlerinin görüşünün alınması, çevresel-kültürel ve toplumsal etki değerlendirmelerinin yapılması, su yapılaşmasının şirketlerin çıkarlarına göre değil tüm canlı yaşamın ve doğanın sürdürülebilirliği temelinde projelendirilmesi, yer seçimlerinin bu kriterlere göre belirlenmesi gerekir. Aksi durumda yöredeki yaşamın olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. Bir barajın yapımı mutlaka kırsal kalkınma boyutunu içermelidir. Oysa DSİ’nin hemen hiçbir yatırımında bu yaklaşım yoktur.
     Bizler hiçbir ekonomik değerin insanın kültürel ve tarihi geçmişinden, doğal dengenin ve canlı yaşamın en küçük parçasından daha değerli olamayacağını düşünmekteyiz. Su yaşamın kendisidir. Suyun meta haline getirilmesi sadece insanlar için değil, doğada ki tüm diğer canlılar içinde kabul edilemez. Suya erişim tüm canlılar için kutsal bir haktır.
     Kızılkeçili köyü Kazdağı’nın eteğinde kurulu bir çok yerleşim gibi çok güzel ve özgün özelliklere sahip bir köyümüzdür. Hayat damarı da Kızılkeçili çayıdır. Kazdağlarının pınarları ile beslenip bağrındaki Hasanboğuldu, Sütüven Şelalesi ve Çağlayan gibi özellikli su oluşumları ile denize özgür akan Kızılkeçili çayı, geçtiği her yerde tüm canlılar için yaşamın kaynağıdır.1/100 bin ölçekli bölge planında HES öngörülen, DSİ tarafından ise baraj inşa edileceği söylenen deremizi elimizden almak istiyorlar. Vermeyeceğiz. Sadece biz insanlar için değil, ağaçlar, çiçekler, kuşlar, sincaplar, börtü böcek, yani suya erişim hakkı olan tüm canlılar için deremiz özgür akacak.
     Sahillerimizi ikinci konut çöplüğüne çeviren yanlış uygulamalara, şimdi de bu yazlık nüfusa su lazım diyerek tüm derelerimizde baraj yapıp, içme suyu temin etmek adı altında daha büyük bir yanlış eklenmek isteniyor. Bu yanlışın bedelini ne Kızılkeçili Köyü, ne Mehmetalan Köyü ne de diğer köylerimiz ödemek zorunda değildir. Ayrıca Havran Barajı’ndan Mıhlı Çayı üzerinde planlanan baraja kadar, 7 adet baraj yapımı sadece içme suyu için olamaz. Başta altın madenleri olmak üzere yörede planlanan tüm madenlere su temin etmek, bu sürecin gizlenen ve önemli bir parçasıdır kanısındayız.
     Bizler ne köylülerimizin, ne de yaşamı tamamlayan diğer canlıların bu bedeli ödemeyeceğini haykırıyoruz. Verilecek suyumuz yok. Ne yazlıklara ne de madenlere!
     Kızılkeçili Barajı ve planlanan tüm bu barajlar yapılırsa yaratacağı mikro-klima ortamı ile 1000’e yakın bitki çeşidine (78’i endemik) sahip Kazdağı Milli Parkı da dahil olmak üzere tüm yaşam ortamımızda ekolojik denge bozulacaktır. Özellikle astım ve kalp hastaları için doğal tedavi ortamı sağlayan, temiz ve kuru havamız, aşırı nemlilik ile bu özelliğini yitirecektir. Gözbebeğimiz kutsal zeytin ağaçlarımız olumsuz etkilenecek ve zeytinciliğimiz geriye gidecektir. Sera etkisine girmesi ile dünyanın soluk alma yeri dediğimiz Edremit Körfezi’nde nefes almak bile zorlaşacaktır.
     Kızılkeçili Çayı’nda BARAJ’a ve HES ‘e hayır. Tamam, ama sorun sadece ve ne yazık ki bu değil. Tüm akarsularımız tehlike altında ve tümünü korumalıyız. Mıhlı Çayı, Şahin Deresi, Manastır Çayı, Kızılkeçili Çayı, Zeytinli Çayı, Eybek Çayı ve tüm akarsularımızın özgür akması için mücadele etmeliyiz. Bu da örgütlü, kararlı ve kesintisiz bir mücadele ile mümkündür.
Planlanan bütün BARAJ ve HES’lerin vahşice dayatılmasına DİRENECEĞİZ…
Derelerimizde gece-gündüz NÖBETTE OLACAĞIZ…
22 yıldır olduğu gibi ve GEZİ PARKI ile tüm Ülkeye de yayılan DİRENİŞ RUHU ile yaşam alanlarımızaSAHİP ÇIKACAĞIZ…
Kızılkeçili Çayı ÖZGÜR AKACAK…
Hasanboğuldu’yu BOĞDURTMAYACAĞIZ…
Sütüven Şelalesi’ni VERMEYECEĞİZ…
SU HAYATTIR, HAYATIMIZIN KARARTILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ…
KAZDAĞLARI’NIN BİN PINARI GÖZYAŞLARI OLMAYACAK…
GÜMÇED EDREMİT KÖRFEZ ŞUBESİ ve
GÜZEL EDREMİT KÖRFEZİNİN BEKÇİLERİ Adına
Mehmet Akif ÖZNAL / BAŞKAN

ZEYTİNCİLİĞİ ISLAH ETMEYİN,KENDİNİZİ ISLAH EDİN

     Gözümüzün gördüğü her yerin zeytinlik olduğu çocukluk yıllarımda önemini pek de anlamadığım hatta hiç bitmeyen zeytin ve zeytinyağı muhabbetlerinden sıkıldığım; doğduğum, büyüdüğüm topraklarda yaşamın ta kendisi, tek gelir kaynağı zeytincilik; şimdilerde köylünün deyimiyle ''içinden çıkan, dışını ödemese de '' yani masraflarını karşılayamasa da özellikle köylerde hayat halen zeytin ve zeytinyağından elde edilecek gelir üzerine kurulu...Ekonomik boyutu bir tarafa; bizim gibi Ege ve Akdeniz mutfağını tercih edenlerin, her gün bloglarında zeytinyağlı yemekler paylaşanların, bütün yemekleri hatta baklavası bile zeytinyağı ile yapılan bu mutfak kültürüne ve bu kültürün ana damarı zeytinliklerimize sahip çıkmaları gerekir diye düşünüyorum.
      Yüzyıllık ağaçları korumak, geliştirmek, yeni dikim alanları açmak ve ıslah etmek gerçekten çok önemli ama ıslah etmekten ne anladığımız çok daha önemli tabii ki...Geçtiğimiz aylarda dört defa TBMM'ne sunulup, Yargıtay'dan geri dönen Enerji Bakanlığı'nın ''Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Kanunu'nda Değişiklik'' yasa tasarısının içinde geçen ıslah, aşılattırma, iyileştirme gibi anlamlarıyla kulağa hoş gelse de; aslında işin özeti ''Zeytinlik sahalar (zeytinlikler, antep fıstığı, harnupluk ve sakız ağaçlarının bulunduğu araziler) madenciliğe, petrol ve doğalgaz aramalarına hatta nükleer santrallere açılabilecekmiş...Yani binlerce yıldır bu topraklara hayat veren, kutsal kitaplarda yer alan, ölümsüzlük ağaçları zeytinliklerimiz de bu yasa ile derelerimiz gibi ıslah edilecekler.Kaz Dağları'nda altın aranmasına tepki olarak,'' Kaz Dağlarının üstü, altından daha değerlidir ''denilmişti.Kaz Dağları'nın, Madra Dağları'nın asıl altını zeytin ve zeytinyağıdır, zeytinliklerimiz her şeyden altından bile değerlidir.Umarım; paranın yenmez bir şey olduğu gerçeğini son ağaç kesilmeden, son nehir kurumadan anlayabiliriz.Doğamızı, zeytinliklerimizi korumak için Change.org'dan '' Türkiye'nin Zeytinliklerinin Ölüm Fermanına Hayır'' başlatılan imza kampanyasına katılırsanız ve arkadaşlarınızın da imzalaması için paylaşırsanız en azından tepkinizi göstermiş olursunuz diye düşünüyorum.
''Türkiye'nin Zeytinliklerinin Ölüm Fermanına Hayır''


Ressam:Yalçın GÖKÇEBAĞ
Şair:Nazım HİKMET

28 Mayıs 2014 Çarşamba

KİPA KAPIMDA

     Ankara'da yaşadığımız yıllarda İzmir'e geldikçe uğradığımız Kipa mağazaları, Ankara'ya da açıldığında çok yakın bir tanıdık yanımıza taşınmış gibi sevinmiştim.O yıllarda Ankara'da bulamadığım pek çok yeşilliğin yanında, enginar bile satıldığını görünce sık sık uğradığım bir adres olmuştu.Halen market alışverişlerimizin adresi olan Kipa'dan geçen haftalarda aldığımız bir davet üzerine, her zamanki alışverişlerimizden farklı olarak Kipa Kapımda'dan ilk online alışverişimizi gerçekleştirmiş olduk.Kipa'nın internet alışverişi için oluşturduğu sistem herkesin yapabileceği kadar basit hazırlanmış; haftanın ve ayın fırsatlarından, promosyonlarından haberdar olarak dolaştığınız sanal marketten; meyve, sebze, et, balık, tavuk, dondurulmuş ürünler, unlu mamuller, süt ve süt ürünleri, kahvaltılıklar, kuru gıda, şekerleme, içecekler, sağlık- güzellik- bebek- anne ürünleri, temizlik ürünleri, ev ve evcil hayvan ürünlerini sipariş verebiliyorsunuz.İstediğiniz ürünler gıda ve temizlik malzemeleri ayrı ayrı poşetlenmiş, dondurulmuş gıdalar ise soğutucu ve derin dondurucu bölümleri olan araçları ile Kipa'nın güleryüzlü elemanları tarafından kapınıza kadar getiriliyor.Alışveriş yorgunluğu yaşamadan,evden çıkmadan internet üzerinden veya  kapıda kredi kartı ile ödeme yaparak siparişlerinizi teslim alabiliyorsunuz.Siparişleriniz arasında o an stoklarda olmayan bir ürün varsa, benzerini ayırt edilmesi için mavi bir poşet  ile ayrıca getirip, eğer istemez iseniz iade alıyorlar. Genellikle gözümle görmeden, elimle dokunmadan alışveriş yanlısı olmamama ve bu tür alışverişleri ancak gücümün yetmediği yaşlarda yapacağımı düşünürken; yağmurlu bir havada evden hiç çıkmadan, onca ağırlıkta ki siparişlerimizin, istediğimiz zaman diliminde kapımıza kadar getirilmesi, açıkçası fikrimi değiştirdi.Sizlerde bu uygulamayı inceleyip; bildiğiniz markaları, promosyonlu ürünleri ve benzer ürünleri evinizin rahatlığında çok kısa sürede karşılaştırıp, istediğiniz zaman da kapınıza kadar gelen ürünlerin ödemesini kredi kartı ile kapıda yapabilirsiniz.Bize evden çıkmadan alışveriş olanağını sağlayan Kipa 'ya ve bizi bilgilendirip Kipa adına davet eden Şeyda hanıma çok teşekkürler...

5 Mayıs 2014 Pazartesi

HIDIRELLEZ - DENİZ - HÜSEYİN - YUSUF


     ''Hıdırellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan; Orta Asya kültürü, eski Anadolu kültürü, İslam kültürü ve ortak Balkan kültürü ile beslenmiş, zengin kültür değerlerinin oluşturduğu bir şenlik, tören ve bayram bütünüdür'' diye tanımlanmış...Gerçekten de bu topraklarda yüzyıllardan beri her bölgede değişik ritüellerle kutlanan Hıdırellez'de; Hızır'ın karadakilerin, İlyas'ın ise denizdekilerin yardımcısı olacağı, sıkıntıların azalacağı, bolluk, bereket geleceğine inanılmıştır. Kimi gül ağacının dibine dileklerini gömmüş; kimi akarsulara, denizlere yazıp çizdiği dileklerini bin bir umutla atıp, sonrasında bir mucize beklemiştir. Çocukluğumda pis eve Hızır'ın uğramayacağına inanıldığından evler temizlenir; bolluk, bereket gelsin diye zeytinyağı lancalarının kapakları açık bırakılırdı. Hızır uğrarsa zeytinyağlarının dolup taşacağına inanıldığından, taşanları koymak için yanlarına kaplar konulurdu. O gece günün ilk ışıklarıyla dere yada denizin kenarına gidilir; herkes istediği ev, araba, gelin, çocuk ne istiyorsa kumların üzerine çizer ve denizin dalgalarının kuma çizilenleri sildiğinde dileklerinin kabul olacağına inanılırdı. Ertesi gün, Ayvalık Çamlık'ta yapılan Hıdırellez pikniğine giderken götürmek için oğlak eti, nohut ekmeği pişirilir, yumurtalar soğan kabuğu ile beraber haşlanıp, boyanır ve piknik gün boyu sürerdi.
     Çocukluk yıllarım boyunca uğuruna inandığım; bolluk ve bereketi üzerine değişik hıdırellez hikayeleri dinlediğim bu günde, dileklerimizin gerçekleşebilmesi için hıdırellezin uğruna içtenlikle inanmak ve günün ilk ışıklarıyla dilekler dileyip olmasını beklemek gerekiyormuş ama aklımın erdiği günlerden bu yana gül fidanına dileklerini asmak yerine tam da o saatlerde darağacına astıkları  üç fidanımız Deniz, Hüseyin ve Yusuf aklıma geldiğinden; benim dileklerim öylece boğazıma düğümlenip kalıyor. İyi dileklerin dilendiği, bu umut dolu saatlerde Deniz'leri asanların hıdırellezden mi haberleri yoktu, yoksa herkes hıdırellez coşkusu içindeyken yaptıkları unutulur gider mi sandılar, bilemiyorum. Sonra yaptıklarını unutup, eve döndüklerinde kendi çocukları için gül ağacının dalına dileklerini de astılar mı acaba...

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma.

Melih Cevdet ANDAY

30 Nisan 2014 Çarşamba

PORTAKALBAHÇEM KAHVALTI ETKİNLİĞİ

     Portakalbahçem.com firmasının 22 Nisan Salı günü Bostanlı RCS CAFE'de gerçekleştirdiği, Portakalbahçem'in kendi yetiştirdikleri portakal ve limonlardan yapılan portakal suları,limonataları, çeşit çeşit narenciye reçelleri,marmelatları ve kurabiyelerinin yer aldığı çok zengin bir kahvaltı sofrasında buluştuk.Bir tıkla dünyanın en lezzetli portakalını kapımıza kadar getiren ve bizi geleneksel lezzette ki çeşit çeşit reçel ve marmelatla tanıştıran Portakalbahçem.com firmasına teşekkürler.

     100 yıldır Finike'de narenciye üreten bir ailenin son kuşağının kurduğu portakalbahcem.com 33 farklı ürünü internet üzerinden tüketicilerle buluşturuyor. Finike portakalının yanı sıra geleneksel yöntemlerle evde hazırlanmış katkısız reçeller,  anne yapımı kurabiyeler, hediye sepetlerinin yer aldığı sitede nar, greyfurt, limon, mandalina, kumkuat ve şadoks gibi meyveler de doğal ve lezzetli ürün meraklılarıyla buluşuyor.
     Portakalbahcem.com’da “dünyanın en lezzetli portakalı” unvanını taşıyan Finike portakalı ve diğer narenciyeler sipariş üzerine toplanıyor ve hiçbir kimyevi koruyucu işlem uygulanmadan, bekletilmeden hızla kargoya veriliyor. Bu sayede ürünler en taze halleri ile sofraya ulaşıyor.

     Portakalbahcem.com’da kredi kartı, havale ya da PayPal ile ödeme yapılabildiği gibi, tüketiciler kapıda ödeme seçeneğini de tercih edebiliyor. 
     Portakalbahcem.com ürünlerini Biyolojik mücadele yaparak doğal döngüye zarar vermeden yetiştiriyor. Siteden satışa sunulan tüm ürünler Finike’deki kendi kontrollerindeki bahçelerinden geliyor.  Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği’nin kabul ettiği GlobalGap (The International Standard for Safe and Sustainable Agricultural) ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İyi Tarım uygulamaları belgeleri bulunmaktadır. 
Dünyanın en lezzetli portakalı neden Finike'de?
Finike ovası; mükemmel mikro kliması, alüvyon toprak yapısı ve harika su kaynakları nedeni ile dünyanın en kaliteli narenciye ürünlerinin yetiştirildiği verimli tarım ovalarından biridir. Finike’nin doğu, batı ve kuzey cepheleri dağlarla çevrilidir. Güneyi, deniz rüzgârlarına açıktır. Bu nedenle yıllık ortalama yüzde 85 gibi narenciye için gerekli yüksek nem oranına sahiptir.
Finike Portakalı, doğal dengelerin ideal yapısından dolayı, kendine has aroması ve optimum brix-asidite dengesi ile dünyanın en lezzetli portakallarındandır. Asidite dengesinin optimumda olması meyvenin posa miktarının minimum ve ağızda yerken erimesini sağlamaktadır. İçerdiği su oranı yüksektir. Tüketimi mideyi rahatsız etmez. Brix oranının ideal olması portakalın tatlı ve aromalı olmasını sağlamaktadır. Bütün bu özelliklerinin yanısıra, butik üretim yapısı (Türkiye’deki toplam portakal üretiminin  sadece yüzde 10’u), Finike Portakalı’nı diğerlerinden farklı ve ayrıcalıklı kılmaktadır.

27 Nisan 2014 Pazar

SILVERLINE CUPCAKE SÜSLEME ETKİNLİĞİ

     Yeni nesil mutfak keyfi SILVERLINE firmasının 23 Nisan Çocuk Bayramı kapsamında İzmir Forum Bornova'da düzenlediği; 3-12 yaş arası gerçekten yeni nesil :) çocuklarımızın katıldığı Cupcake Süsleme Etkinliği'nde rengarenk şeker hamurları ile cupcakeleri hep beraber süsledik.Başlarında aşçı şapkaları ve önlükleri ile minik birer şef olarak cupcakelerini süsleyen çocukların ve ailelerinin etkinliğe ilgisi oldukça fazlaydı.Değişik yaş gruplarında ki kız ve erkek çocuklar belki de oyun hamurlarına yatkınlıklarından dolayı,el becerilerini ve yaratıcılıklarını sonuna kadar kullandıkları bu etkinlikte, renk renk şeker hamurlarını merdane ile açtılar ve beğendikleri kalıpları kullanarak kestikleri hamurları üzerine yapıştırdılar,rengarenk bonibonlar ve şekerlerle çok büyük bir sabır ve zevkle cupcakelerini süslediler.Oyun hamurundan farklı olarak şeker hamurunun yenilebildiğini öğrenmek ve minicik elleriyle kendi süsledikleri cupcakeler ile birlikte hediye edilen ''Silverline ile Kavramların Eğlencesi'' kitabı onları ayrıca mutlu etti.Mutfaklara yenilikçi,teknolojik ve estetik ankastre ürünler kazandıran Silverline firması çocuklarla birlikte keyifli bir gün geçirmemizi sağlarken,gün boyunca ürünleri hakkında da ilgilenenleri bilgilendirdi.

4 Nisan 2014 Cuma

NERGİS MEVSİMİ İZMİR LİFE DERGİSİNDE

     İzmir'i; İzmir'in sosyal hayatını, mekanlarını tanıtan aylık yayın organlarından İzmir Life Dergisi Nergis Mevsimi'ne daha sonra da Nergis Mevsimi İzmir Life Dergisi'nin Hünerli Eller sayfasına konuk oldu :) Havalar ve gündem nedeniyle her ne kadar bahar günlerinin ferahlığını yaşayamıyorsak da, hiç olmazsa sofralarımızda çiçekler açsın diye düşünerek çiçek konseptli bir çay sofrası hazırladım. İzmir Life Dergisi'nin de Nisan ayı dergi kapağı olarak bahar dalı kullandığını görünce konsept tamamlanmış diye düşündüm :)
    Dergi ekibi randevu saatine erken gelince, sofranın son halinin fotoğrafını çekememiştim. Dergide yayınlanan fotoğraflarda da sofranın bütününü gösteren fotoğraflara yer verilmediğini görünce, ortada bir sofra yokmuş gibi görünmesin diye :) hazırladığım çay sofrasının çektiğim bir iki fotoğrafını eksikleri olsa da yayınlamayı düşündüm.Baharın ilk günlerinde yayınlanacak dergi için ben çiçek konseptine uygun olduğunu düşündüğüm; Reyhan Şerbeti, Çikolatalı Pembe Gül Buketi, Çiçek şehriyeli Salata,Çiçekli Cupcake,Ayçiçeği Böreği, Portakal çiçekli Cocostar ve veganlar için de bir şeyler olsun diye Tahin Soslu Kolay Falafel yaptım.
    Benim için güzel bir anı oldu, umarım İzmir Life ekibinin de damağında lezzet, anılarında bir hoşluk bırakabilmişimdir. Evimize konuk olan İzmir Life ekibine çok çok teşekkürler.

REYHAN ŞERBETİ

Malzemeler:
·   1 demet reyhan 
·     7 yemek kaşığı toz şeker 
·     2 adet limonun suyu veya 4-5 parça limon tuzu
·    1 litre sıcak su 
Yapılışı:
·  Reyhan yaprakları kopartılıp, iyice yıkanır.
·  Mutfak robotunda parçalanan yapraklara, toz şeker ve limon suyu eklenip, karıştırılır.
·  Sürahiye alınan karışıma, kaynar su eklenir.
·  Streç film ile sürahinin ağzı kapatılıp, soğuyana kadar bekletilir.
·   Soğuduktan sonra süzgeçten geçirilip, başka bir sürahiye alınır.
·  Buzdolabına konulup, soğutulur.
·   Soğuk olarak servis edilir.

ÇİKOLATALI GÜL BUKETİ
Malzemeler:
  • 4 adet yumurta 
  • 1,5 su bardağı toz şeker 
  • 1/2 su bardağı zeytinyağı 
  • 1/2 su bardağı süt 
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 1 paket vanilya 
  • 2 su bardağı un 
  • 200 gr çikolata (frambuazlı kuvertür çikolata)
Yapılışı:

  • Oda sıcaklığında ki yumurtalar toz şekerle beyazlaşana kadar mikserle çırpılır.
  • Süt ve zeytinyağı eklenip, biraz daha çırpılır.
  • Elenmiş un,kabartma tozu ve vanilya eklenip,mikserin düşük ayarı ile karıştırılır.
  • Yağlanmış silikon kalıplara üstten bir parmak boşluk kalacak şekilde hamur dökülür.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yaklaşık 30 dakika pişirilir.
  • Soğuduktan sonra kekler kalıptan çıkartılır.
  • Kekleri pişirdiğimiz kalıplar yıkanıp, kurulanır.
  • Benmari usulü eritilmiş çikolatadan 2 tatlı kaşığı kadarı kalıbın dibine yayılır.
  • Erimiş çikolatanın üzerine soğumuş kek bastırılarak yerleştirilir.
  • Buzdolabında 2 saat bekletilip daha sonra kalıptan çıkartılır.
  • İstenirse çöp şişlere geçirilip,buket olarak servis edilir.
ÇİÇEK ŞEHRİYELİ SALATA
Malzemeler:
  • 1 su bardağı çiçek şehriye 
  • 1 su bardağı konserve mısır
  • 1/2 demet maydanoz 
  • 1/2 demet dereotu 
  • 5 adet taze soğan 
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı 
  • 1 adet limonun suyu
  • Tuz 
  • 1 adet havuç 
  • 1 adet kırmızı biber 
  • 1 adet turp
  • 1 adet salatalık 
Yapılışı:

  • Çiçek şehriye haşlanır,soğuk sudan geçirilip,süzülür.
  • Soğuyunca diğer malzemeler de doğranıp,eklenir.
  • Zeytinyağı,limon suyu ve tuzu da eklenip karıştırılır.
  • Havuç,kırmızı biber,salatalık ve turp çiçek kalıpları ile kesilerek salata süslenir.
ÇİÇEKLİ CUPCAKE
 Malzemeler:
  • 3 adet yumurta 
  • 1 çay bardağı toz şeker 
  • 1 çay bardağı süt 
  • 1 çay bardağı zeytinyağı 
  • 1,5 su bardağı un 
  • 1 paket kabartma tozu 
Kreması:
  • 1 poşet krem şanti 
  • 1 su bardağı soğuk süt 
  • 1 çay bardağı dondurulmuş frambuaz 
Süsleme için:
  • Şeker hamuru 
Yapılışı:
  • Krem şanti ve soğuk süt mikser ile karıştırılır.
  • Frambuazlar eklenip,karıştırılarak buzdolabında bekletilir.
  • Oda sıcaklığında ki yumurtalar ve toz şeker mikserle beyazlaşana kadar çırpılır.
  • Süt ve zeytinyağı eklenir.
  • Elenmiş un,kabartma tozu da eklenerek mikserin düşük ayarı ile karıştırılır.
  • Kağıt muffin kalıplarının üzerinde bir parmak boşluk kalacak şekilde hamur paylaştırılır.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yaklaşık 30 dakika pişirilir.
  • Soğuyunca bıçakla konik bir şekilde içi çıkartılıp,açılan boşluğa krem şanti doldurulur.
  • Kesilen kek parçası kapak şeklinde geri kapatılır.
  • Şeker hamuru ile  kaplanan cupcakelerin üzeri çiçeklerle süslenir.

AYÇİÇEĞİ BÖREĞİ
Malzemeler:

·   4 su bardağı un 
·  100 gr tereyağı
·  1/2 çay bardağı zeytinyağı 
·  1 adet yumurtanın sarısı 
·  3 yemek kaşığı yoğurt 
·  2 yemek kaşığı sirke 
·  1 paket kabartma tozu 
·   1 tatlı kaşığı tuz 

İç malzemesi:

·   5 adet orta boy haşlanmış patates 
·   250 gram beyaz peynir veya lor
·   2 adet yumurtanın akı 
·  1/2 demet dereotu 
·   1 çay kaşığı pul biber 
·   1/2 çay kaşığı karabiber
·   Tuz

Yapılışı:

· Yoğurma kabına dökülen unun ortasına oda sıcaklığında ki yağ ve diğer malzemeler eklenerek yumuşak bir hamur yoğurulur.
· Hamur iki eşit parçaya ayrılıp,streç filme sarılarak buzdolabına konulur.
· Haşlanmış patatesler soyulup, ezilir.
· İnce doğranmış dereotu, yumurta akları, tuz ve baharatlar eklenip,karıştırılır.
· Buzdolabından çıkartılan hamur, merdane ile açılır.
· Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine, hamur yerleştirilir.
·  Hazırlanan iç malzemesinin birazı ortaya, kalanlar da kenarlara simit gibi şekil verilir.
·  Diğer hamurda açılıp, yayılır.
·  Tam ortaya koyduğumuz iç malzemesinin üzerine küçük bir kase kapatılır.
·   Hamurun kenarları da ruletle kesilerek birbirine yapışması sağlanır.
·  Kenarlar kapandıktan sonra bıçakla kaseye kadar kesikler atılır.
·  Kase kaldırılıp, alınır.
·  Kesilen parçalar sırayla yan çevrilip, düzeltilir.
·   Bir yumurtanın sarısı fırça ile sürülür.
·   Tam ortaya çörek otu, yapraklara da susam serpilir.
·   Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yaklaşık bir saat üstü kızarana kadar pişirilir. 

PORTAKALLI COCOSTAR
 Malzemeler:
  • 200 ml süt kreması 
  • 1/2 su bardağı kahve kreması
  • 2 su bardağı hindistan cevizi 
  • 1 su bardağı portakal kabuğu rendesi
  • 5 yemek kaşığı toz şeker 
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
Yapılışı:
  • Portakal kabuklarının beyaz kısımları kesilip,atılır.
  • Robotta parçalanan portakal kabukları,toz şekerle iyice ovulur.
  • Malzemelerin hepsi derin bir kap içinde karıştırılıp,yoğurulur.
  • Cevizden daha küçük toplar yuvarlanır.
  • Hindistan cevizine bulanıp,üzerine kürdan saplanarak dizilir.
  • Buzdolabında 1-2 saat bekletilir.

TAHİN SOSLU KOLAY FALAFEL
Nohut Köftesi Malzemeler:
  • 2 su bardağı nohut unu 
  • 2 su bardağı sıcak su
  • 1 adet kuru soğan 
  • 4 diş sarımsak 
  • 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı 
  • 4 yemek kaşığı köftelik bulgur 
  • 1/2 demet maydanoz
  • 1 tatlı kaşığı tuz 
  • 1 tatlı kaşığı pul biber 
  • 2 tatlı kaşığı kimyon 
  • 1/2 paket kabartma tozu 
  • Susam
Tahinli Sos Malzemeleri:
  • 1 çay bardağı çifte kavrulmuş tahin 
  • 1/2 adet limonun suyu 
  • 2 diş sarımsak 
  • 1 çay kaşığı kimyon 
  • 1 çay kaşığı kırmızı pul biber  
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı              
Yapılışı:
  • Nohut unu ve köftelik bulgur karıştırılıp, üzerine sıcak su dökülür.
  • Kuru soğan ve sarımsaklar çok ince doğranır .
  • Zeytinyağında  soğanlar ve sarımsaklar pembeleşene kadar kavrulur.
  • Bütün malzemeler eklenerek yoğurulur.
  • Üzeri kapatılıp,bir saat kadar buzdolabında dinlendirilir.
  • Küçük parçalar kopartılıp,elimizle yuvarlanıp,susama bulanır.
  • Çok az yağlanmış teflon tavada iki taraflı kızartılır.
  • Sosu için;tahin,limon suyu,sarımsak,zeytinyağı ve baharatlar karıştırılıp,servis tabağına yayılır.
  • Nohut köfteleri,tahinli sos üzerine dizilip,servis edilir.
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...