Ankara'da yaşadığımız yıllarda İzmir'e geldikçe uğradığımız Kipa mağazaları, Ankara'ya da açıldığında çok yakın bir tanıdık yanımıza taşınmış gibi sevinmiştim.O yıllarda Ankara'da bulamadığım pek çok yeşilliğin yanında, enginar bile satıldığını görünce sık sık uğradığım bir adres olmuştu.Halen market alışverişlerimizin adresi olan Kipa'dan geçen haftalarda aldığımız bir davet üzerine, her zamanki alışverişlerimizden farklı olarak Kipa Kapımda'dan ilk online alışverişimizi gerçekleştirmiş olduk.Kipa'nın internet alışverişi için oluşturduğu sistem herkesin yapabileceği kadar basit hazırlanmış; haftanın ve ayın fırsatlarından, promosyonlarından haberdar olarak dolaştığınız sanal marketten; meyve, sebze, et, balık, tavuk, dondurulmuş ürünler, unlu mamuller, süt ve süt ürünleri, kahvaltılıklar, kuru gıda, şekerleme, içecekler, sağlık- güzellik- bebek- anne ürünleri, temizlik ürünleri, ev ve evcil hayvan ürünlerini sipariş verebiliyorsunuz.İstediğiniz ürünler gıda ve temizlik malzemeleri ayrı ayrı poşetlenmiş, dondurulmuş gıdalar ise soğutucu ve derin dondurucu bölümleri olan araçları ile Kipa'nın güleryüzlü elemanları tarafından kapınıza kadar getiriliyor.Alışveriş yorgunluğu yaşamadan,evden çıkmadan internet üzerinden veya kapıda kredi kartı ile ödeme yaparak siparişlerinizi teslim alabiliyorsunuz.Siparişleriniz arasında o an stoklarda olmayan bir ürün varsa, benzerini ayırt edilmesi için mavi bir poşet ile ayrıca getirip, eğer istemez iseniz iade alıyorlar. Genellikle gözümle görmeden, elimle dokunmadan alışveriş yanlısı olmamama ve bu tür alışverişleri ancak gücümün yetmediği yaşlarda yapacağımı düşünürken; yağmurlu bir havada evden hiç çıkmadan, onca ağırlıkta ki siparişlerimizin, istediğimiz zaman diliminde kapımıza kadar getirilmesi, açıkçası fikrimi değiştirdi.Sizlerde bu uygulamayı inceleyip; bildiğiniz markaları, promosyonlu ürünleri ve benzer ürünleri evinizin rahatlığında çok kısa sürede karşılaştırıp, istediğiniz zaman da kapınıza kadar gelen ürünlerin ödemesini kredi kartı ile kapıda yapabilirsiniz.Bize evden çıkmadan alışveriş olanağını sağlayan Kipa 'ya ve bizi bilgilendirip Kipa adına davet eden Şeyda hanıma çok teşekkürler...
28 Mayıs 2014 Çarşamba
26 Mayıs 2014 Pazartesi
ÇİLEKLİ SÜNGER KEK
Günler ağır,
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları yaktık ellerimizle
Ve gözümüzde kaybettik ağlamayı
Bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp gözyaşlarımız gittiler
Ve bundan dolayı biz unuttuk bağışlamayı...
Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana, bir yıldır ne kadar çok gencimizi kaybettik; oğullarını, kocalarını, babalarını kaybedenler bağışlar mı sizleri...Sizler ki; adınızı, adlarınızı ağzıma bile almak istemiyorum.Bu ülkede ne kadar çok, ne kadar kolay ölüyor gençlerimiz, insanlarımız.Acılar gene o kadar üst üste geldi ki, hayata nereden başlasak bilemiyoruz bir türlü...
Bunca acı içinde belki de en güzel haber Cannes Film Festivali'nden, ''Kış Uykusu''adlı filmiyle en iyi film ödülü alan Nuri Bilge Ceylan'dan geldi.En iyi yönetmen seçildiğinde aldığı ödülü, ''Tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme adıyorum '' demişti.Ne yazık ki; geçen zamanda güzel ülkemizinde, güzel insanlarımızında yüzü gülmedi bir türlü...Bu defa da Altın Palmiye ödülünü gerçek bir sanatçı duyarlılığı ile son bir yılda Gezi olaylarında ve Soma'da madende hayatını kaybeden gençlerimize adadı. İlk filminden bu yana takip ettiğim Nuri Bilge Ceylan gibi aydınlarımızın başarıları daim olsun ki; her şeye rağmen onlar gibi yönetmenler, sanatçılar, şairler, yazarlar yetiştiren bu topraklara olan inancımız, umudumuz bitmesin.
Bunca acı içinde belki de en güzel haber Cannes Film Festivali'nden, ''Kış Uykusu''adlı filmiyle en iyi film ödülü alan Nuri Bilge Ceylan'dan geldi.En iyi yönetmen seçildiğinde aldığı ödülü, ''Tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme adıyorum '' demişti.Ne yazık ki; geçen zamanda güzel ülkemizinde, güzel insanlarımızında yüzü gülmedi bir türlü...Bu defa da Altın Palmiye ödülünü gerçek bir sanatçı duyarlılığı ile son bir yılda Gezi olaylarında ve Soma'da madende hayatını kaybeden gençlerimize adadı. İlk filminden bu yana takip ettiğim Nuri Bilge Ceylan gibi aydınlarımızın başarıları daim olsun ki; her şeye rağmen onlar gibi yönetmenler, sanatçılar, şairler, yazarlar yetiştiren bu topraklara olan inancımız, umudumuz bitmesin.
Ah Soma!
Cehennemin kapısından büyümüş gözleriyle yeryüzüne çıktığında, ilk önce arkadaşını soranların ülkesi.
Ah Soma!
Tütünden, incirden, zeytinden kopartılıp, yerin yedi kat dibindeki kompartımanda zehrin ciğerlerine çökmesini beklerken avucunda sakladığı kağıda, ''oğlum,hakkını helal et'' yazanların ülkesi.
Ah Soma!
Gediz'in suladığı çilek tarlalarında, şalvarına bulaşmış gelincik kokularıyla dolaşmak varken, ellerindeki fotoğraflarla morg kapılarında ceset arayan bahtsız kız kardeşlerimin ülkesi.
Birgün gazetesi yazarlarından Ercan Kesal'ın Ah Soma ! diye yazdığı yazıda da bahsettiği, Gediz'in suladığı bereketli topraklardan gelen bu çilekleri geçen sene mayıs ayı sonlarında Soma'da görev yapan doktor kuzenimiz getirmişti, ben de bu tarifi o çileklerin bir kısmını kullanarak yapmıştım.Araya Gezi olayları girip, uzun süre yemek paylaşımı yapmayınca bu sene çilek mevsiminde paylaşırım diye düşünmüştüm. Bir sene sonra o topraklarda böylesi acılar yaşanacağını nereden bilebilirdim ki...
Kitcheninred.com sitesinden aldığım bu tarifi bir çilek mevsimi daha geçmeden paylaşmak istedim.Ben kekin üzerine sadece pudra şekeri serptim ama istenirse 1 paket süt kremasının yarısını mikserle çırparak, kek sıcakken üzerine yayabilirsiniz.
Malzemeler:
Yapılışı:
Kitcheninred.com sitesinden aldığım bu tarifi bir çilek mevsimi daha geçmeden paylaşmak istedim.Ben kekin üzerine sadece pudra şekeri serptim ama istenirse 1 paket süt kremasının yarısını mikserle çırparak, kek sıcakken üzerine yayabilirsiniz.
Malzemeler:
- 1 su bardağı toz şeker
- 3 adet yumurta
- 1 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 2 su bardağı küçük boy çilek
- Yarım çay bardağı pudra şekeri
- Küçük boy çilekler yıkanıp, süzgece konulur.
- Çileklerin suyu süzüldükten sonra bıçakla dikine ikiye bölünür.
- Tart kalıbı yağlanıp, unlanır.
- Oda sıcaklığında ki yumurtalar ve toz şeker mikserle beyazlaşana kadar çırpılır.
- Un, kabartma tozu, vanilya eklenip mikserin düşük ayarı ile çırpılır.
- Hamur tart kalıbına dökülüp,üzerine dikine bölünmüş çilekler bastırılarak biraz gömülür.
- Önceden ısıtılmış 170 derece fırında, 40 dakika pişirilir.
- Kekin üzerine pudra şekeri serpilir.
Etiketler:
Kekler
12 Mayıs 2014 Pazartesi
ÇİMONATA ( ÇİLEKLİ LİMONATA )
- 250 gram çilek
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 adet limonun suyu
- 1 litre su
Yapılışı:
- Çileklerin yaprakları ve sapları kopartılıp, yıkanır.
- Limonların suyu sıkılır.
- Limon suyu eklenen çilekler blender ile iyice parçalanır.
- Toz şeker çok az sıcak su ile eriyene kadar karıştırılır.
- Kalan soğuk su da eklenerek, karıştırılır.
- Şekerli su çilekli karışıma eklenip, iki defa süzgeçten geçirilir.
- Sürahiye alınıp, buzdolabında bekletilerek soğuk servis edilir.
- İsterseniz bire bir ölçüde soda ve buz parçaları ekleyerek gerçek meyveli soda hazırlayabilirsiniz.
Etiketler:
İçecekler
10 Mayıs 2014 Cumartesi
ENGİNAR YAPRAĞI YEMEĞİ
Enginar yaprağı yemeği tarifi
Enginar yaprağı nasıl pişirilir
Pirinçli enginar yaprağı nasıl pişirilir
Enginar saplarının yanlarından çıkan yapraklarının bağlanmış halde satıldığını görüp, pazarda ki satıcıya nasıl yapılacağını sorunca ''herkes yapamaz'' cevabını almıştım. Aradan bir yıl geçti, enginar mevsimi geldi gene satılmaya başladı.Nasıl pişirileceğini gene sordum, gene ''onu herkes yapamaz '' cevabını alınca bu defa ısrarcı oldum ve nihayet tarifini alabildim. Ben satıcının bana tarif ettiği şekliyle pişirdim belki başka şekillerde de pişirenler vardır ama ben araştırmama rağmen enginar yapraklarının pişirilmesi ile ilgili bir tarif bulamadım. Sonuç olarak, yapılışı da tadı da çok özel bir şey değilmiş ama ben biraz meraktan biraz da enginarın pişirmediğim hali kalmasın diye bir de bu halini pişirdim.
Malzemeler:- 1 bağ enginar yaprağı
- 1 adet kuru soğan
- 2 adet domates
- 4 - 5 yemek kaşığı pirinç
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
- 1 adet limonun suyu
- Tuz
- Enginar yaprakları iyice yıkanır.
- Kökten çıkan yaprağın sert dal kısımları bırakılır, uçtaki yaprakları atılır.
- Dış kısmında ki sert lifli kısım bıçak yardımı ile soyularak temizlenir.
- İç kısmı ise kabakları kazıdığımız gibi kazınıp,temizlenir.
- İki üç parmak kalınlığında kesilip, limonlu su içine konulur.
- Kuru soğanlar yemeklik doğranıp, zeytinyağında kavrulur.
- Küp küp doğranmış domatesler de yağda biraz çevrilir.
- Enginar yaprakları, pirinç ve tuzu eklenir.
- Tencerenin kapağı kapatılarak yumuşayana kadar pişirilir.
9 Mayıs 2014 Cuma
RENKLİ RULO BÖREK
Renkli rulo börek tarifi
Renkli rulo börek nasıl yapılır
Üç renkli börek nasıl yapılır
Hazır yufka böreği tarifi
Börek yaparken iç malzemesi olarak ne kullanacağına karar veremeyenler için, hepsi bir arada börek tarifi :) Bu börek genellikle kıymalı, patatesli ve ıspanaklı olarak yapılıyor ama bizim evde et yenilmediğinden ben patatese, ıspanağa ve havuca az tuzlu kaşar loru ekleyerek yaptım.Siz damak zevkinize göre iç malzemelerini değiştirebilirsiniz.
Malzemeler:
- 4 adet yufka
- 500 gram az tuzlu lor
- 4-5 adet haşlanmış patates
- 4-5 adet havuç
- Yarım kilogram ıspanak yaprağı
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 çay bardağı süt
- 2 adet yumurta
- 1 tatlı kaşığı karabiber
- 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
- 1 tatlı kaşığı kuru nane
- Tuz
Yapılışı:
- Patatesler haşlanıp, ezilir.
- Lor ve baharatlarla karıştırılır.
- Ispanakların yaprakları ince ince kıyılır, çok az tuzla ovulup, suyu elimizle sıkılır.
- Lor ve baharatlarla karıştırılır.
- Havuçlar rendenin iri tarafı ile rendelenir.
- Lor ve baharatlarla karıştırılır.
- Zeytinyağı, süt ve yumurta akları iyice çırpılıp, karıştırılır.
- Yufkanın biri tezgaha yayılıp,yuvarlak kenarları içe doğru katlanarak dikdörtgen şekli verilir.
- Zeytinyağlı karışım ile yağlanır.
- Lorlu patatesli karışım yufkanın uzun kenarına yayılarak sıkıca rulo yapılır.
- İkinci yufka da aynı şekilde hazırlanıp, lorlu ıspanaklı karışım yayılıp, sıkıca rulo yapılır.
- Üçüncü yufka da aynı şekilde hazırlanıp, lorlu havuçlu karışım yayılıp,sıkıca rulo yapılır.
- Dördüncü yufkanın da, yuvarlak kenarları içe doğru katlanarak dikdörtgen şekli verilir.
- Zeytinyağlı karışım ile yağlanır.
- Dördüncü yufkanın üzerine iki rulo yan yana, üzerine de üçüncüsü konulur.
- Hepsi birlikte sıkıca sarılıp, rulo yapılır.
- Rulodan iki parmak kalınlığında dilimler kesilir.
- Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralıklı olarak, dilimler yan çevrilerek dizilir.
- Kenarlarına yumurta sarısı fırça ile sürülüp, çörek otu serpilir.
- Önceden ısıtılmış 190 derece fırında börekler kızarana kadar pişirilir.
8 Mayıs 2014 Perşembe
KARABAŞ OTU REÇELİ
Karabaş otu reçeli tarifi
Karabaş otu reçeli nasıl yapılır
Karabaş otu çiçeği reçeli tarifi
Çiçek reçeli nasıl yapılır
Bitki bilimciler tarafından elli mucizevi bitki arasında gösterilen yabani lavanta da denilen karabaş otu;ne kadar kullanılırsa iyi gelir yada yazılanların ne kadarı gerçektir bilinmez ama hakkında o kadar çok olumlu şeyler yazılmış ki...Diğer otlardan farklı olarak kolera hastalığına karşı kullanılması için Sultan Abdülmecit tarafından çıkarılmış fermanı varmış, yani ferman padişahınsa, dağlarda kendi kendine yetişen karabaş otları da bizimdir :) Bu kadar çok faydası olan bir otu mutlaka değerlendirmek gerekir diye düşünerek, önce Karaburun'da yediğim otun uç kısımlarının ve çiçeğinin birlikte kullanıldığı reçelden, daha sonra da sadece ucundaki mor çiçeklerinden reçelini yaptım. Karaburun'da yediğim reçelin kendine has tadı ve kokusu benim damak tadıma çok uymasa da, çiçeklerini teker teker ayıklayarak yaptığım reçelin hem tadı hem de çiçek çiçek görüntüsü bence çok daha güzel oldu.Karabaş otunun diğer kısımlarını ise, mucizevi gücüne inanarak kurutup, bitki çayı olarak demlemek için ayırdım.
Malzemeler:
- 4 su bardağı toz şeker
- 3 su bardağı su
- 1 su bardağı karabaş otunun çiçekleri
- Yarım limonun suyu
Yapılışı:
- Çiçekler zedelenmeden kopartılıp, yıkanır.
- Tencereye su ve şeker konulup, şeker eriyene kadar orta ateşte kaynatılır.
- Kaynadıktan sonra kısık ateşe alınıp, koyulaşana kadar kaynatılır.
- Reçel koyulaşınca çiçekler de eklenir.
- Limon suyu eklenip, bir kaç taşım daha kaynatılarak ocaktan alınır.
Etiketler:
Reçeller
7 Mayıs 2014 Çarşamba
HARDAL OTU SALATASI
Hardal Otu Salatası Tarifi
Hardal Otu Salatası Nasıl Yapılır
Hardal otu ve benzeri otlara, tarif yazarken salata desem de otlar bizim sofralarımızda çoğu zaman ana yemek veya meze olarak yer alıyor :) Hardal otu da yeşilliğine takılıp kaldığım ve yeni pişirmiş bile olsam her gördüğümde dayanamayıp gene aldığım otlardan biri... Genellikle demetler halinde satılan otları, azar azar bol kaynar suya bir kaç defa da atarak ve tencerenin kapağını açık bırakarak pişirdikten sonra zeytinyağı,limon suyu ve tuz eklediğiniz sosuna isterseniz dövülmüş sarımsak da ekleyebilirsiniz.
Malzemeler:
- 1 demet hardal otu
- 1 adet limonun suyu
- 1 tatlı kaşığı tuz
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
Yapılışı:
- Hardal otlarının sert dalları, sararmış yaprakları temizlenir.
- Bol su ile bir kaç defa yıkanıp, sirkeli su da çok az bekletilir.
- Taze filizleri ve yaprakları irice parçalar halinde kesilir veya elle kopartılır.
- Derin bir tencerede bol kaynar su içinde yumuşayana kadar haşlanır.
- Haşlanan otlar, yeşil rengini koruması için soğuk suya batırılıp çıkartılarak süzgece alınır.
- Suyu iyice süzülünce, elimizle biraz sıkılıp servis tabağına alınır.
- Limon suyu, tuz ve zeytinyağı çırpılarak hazırlanan sos yenileceği zaman eklenir.
Etiketler:
Ege Otları,
Mezeler-Salatalar
5 Mayıs 2014 Pazartesi
HIDIRELLEZ - DENİZ - HÜSEYİN - YUSUF
''Hıdırellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan; Orta Asya kültürü, eski Anadolu kültürü, İslam kültürü ve ortak Balkan kültürü ile beslenmiş, zengin kültür değerlerinin oluşturduğu bir şenlik, tören ve bayram bütünüdür'' diye tanımlanmış...Gerçekten de bu topraklarda yüzyıllardan beri her bölgede değişik ritüellerle kutlanan Hıdırellez'de; Hızır'ın karadakilerin, İlyas'ın ise denizdekilerin yardımcısı olacağı, sıkıntıların azalacağı, bolluk, bereket geleceğine inanılmıştır. Kimi gül ağacının dibine dileklerini gömmüş; kimi akarsulara, denizlere yazıp çizdiği dileklerini bin bir umutla atıp, sonrasında bir mucize beklemiştir. Çocukluğumda pis eve Hızır'ın uğramayacağına inanıldığından evler temizlenir; bolluk, bereket gelsin diye zeytinyağı lancalarının kapakları açık bırakılırdı. Hızır uğrarsa zeytinyağlarının dolup taşacağına inanıldığından, taşanları koymak için yanlarına kaplar konulurdu. O gece günün ilk ışıklarıyla dere yada denizin kenarına gidilir; herkes istediği ev, araba, gelin, çocuk ne istiyorsa kumların üzerine çizer ve denizin dalgalarının kuma çizilenleri sildiğinde dileklerinin kabul olacağına inanılırdı. Ertesi gün, Ayvalık Çamlık'ta yapılan Hıdırellez pikniğine giderken götürmek için oğlak eti, nohut ekmeği pişirilir, yumurtalar soğan kabuğu ile beraber haşlanıp, boyanır ve piknik gün boyu sürerdi.
Çocukluk yıllarım boyunca uğuruna inandığım; bolluk ve bereketi üzerine değişik hıdırellez hikayeleri dinlediğim bu günde, dileklerimizin gerçekleşebilmesi için hıdırellezin uğruna içtenlikle inanmak ve günün ilk ışıklarıyla dilekler dileyip olmasını beklemek gerekiyormuş ama aklımın erdiği günlerden bu yana gül fidanına dileklerini asmak yerine tam da o saatlerde darağacına astıkları üç fidanımız Deniz, Hüseyin ve Yusuf aklıma geldiğinden; benim dileklerim öylece boğazıma düğümlenip kalıyor. İyi dileklerin dilendiği, bu umut dolu saatlerde Deniz'leri asanların hıdırellezden mi haberleri yoktu, yoksa herkes hıdırellez coşkusu içindeyken yaptıkları unutulur gider mi sandılar, bilemiyorum. Sonra yaptıklarını unutup, eve döndüklerinde kendi çocukları için gül ağacının dalına dileklerini de astılar mı acaba...
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma.
Melih Cevdet ANDAY
2 Mayıs 2014 Cuma
PORTAKALLI PARFE
Portakallı parfe nasıl yapılır
Parfe tarifi
Finike'den kapımıza kadar gelen portakalları kullanarak yaptığım portakallı parfeyi, buzdolabında bir gün bekleterek iyice katılaştıktan sonra servis ettim.Hazırladığım kremanın içine de atmaya kıyamadığım portakal kabuklarından kurabiyelerde, tatlılarda ve pastalarda kullanmak için daha önceden hazırladığım portakal kabuğu şekerlemesi ekledim.Portakalların yerini yavaş yavaş yaz meyvelerine bıraktığı bu günlerde, portakallı parfe yapmak için istediğiniz gibi portakal bulamaz iseniz, narenciye ürünlerini kapınıza kadar getiren Portakalbahçem.com firmasına sipariş verip bu tarifi ister portakallı, isterseniz limonlu olarak yapabilirsiniz.
Malzemeler:
- 2 paket Eti burçak bisküvi
- 100 gram tereyağı
- 2 adet portakal
- 1 litre süt
- 1 çay bardağı portakal suyu
- 1 su bardağı toz şeker
- 4 yemek kaşığı dolusu un
- 4 yemek kaşığı dolusu buğday nişastası
- 1 paket vanilya
- 1 yemek kaşığı portakal kabuğu şekerlemesi
- 1 paket krem şanti
Portakallı jöle:
- 3 su bardağı portakal suyu
- 1 su bardağı su
- 8 yemek kaşığı toz şeker
- 4 yemek kaşığı nişasta
- Bisküviler robotta parçalanıp, un haline getirilir.
- Oda sıcaklığında ki tereyağ ile bisküviler yoğurulup, dibine ve kenarlarına yağlı kağıt serilmiş kelepçeli kalıba bastırılarak yayılır.
- İki portakalın kabukları rendenin ince tarafı ile traşlandıktan sonra ince dilimler halinde kesilip, kalıbın kenarlarına dizilir.
- Tencereye alınan süt ve portakal suyuna toz şeker, un, nişasta eklenip, sürekli karıştırılarak pişirilir.
- Ocaktan indirmeye yakın portakal kabukları ve vanilya eklenir.
- İlk sıcaklığı geçince bir paket krem şanti eklenip, mikserle çırpılır.
- Bisküvili karışımın üzerine portakal dilimleri kenarlarda kalacak şekilde dökülür.
- Buzdolabında bekletilir.
- Tencerede su, portakal suyu,toz şeker ve nişasta karıştırılıp, koyulaşana kadar pişirilir.
- Biraz soğuyunca buzdolabından çıkartılan kremanın üzerine dökülür.
- Tam ortaya bir dilim portakal konulup, tekrar buzdolabına konulur.
- Bir gün buzdolabında bekletilip, katılaştıktan sonra dilimlenerek servis edilir.
30 Nisan 2014 Çarşamba
PORTAKALBAHÇEM KAHVALTI ETKİNLİĞİ
Portakalbahçem.com firmasının 22 Nisan Salı günü Bostanlı RCS CAFE'de gerçekleştirdiği, Portakalbahçem'in kendi yetiştirdikleri portakal ve limonlardan yapılan portakal suları,limonataları, çeşit çeşit narenciye reçelleri,marmelatları ve kurabiyelerinin yer aldığı çok zengin bir kahvaltı sofrasında buluştuk.Bir tıkla dünyanın en lezzetli portakalını kapımıza kadar getiren ve bizi geleneksel lezzette ki çeşit çeşit reçel ve marmelatla tanıştıran Portakalbahçem.com firmasına teşekkürler.
100 yıldır Finike'de narenciye üreten bir
ailenin son kuşağının kurduğu portakalbahcem.com 33 farklı ürünü internet
üzerinden tüketicilerle buluşturuyor. Finike portakalının yanı sıra
geleneksel yöntemlerle evde hazırlanmış katkısız reçeller, anne yapımı
kurabiyeler, hediye sepetlerinin yer aldığı sitede nar, greyfurt, limon,
mandalina, kumkuat ve şadoks gibi meyveler de doğal ve lezzetli ürün
meraklılarıyla buluşuyor.
Portakalbahcem.com’da “dünyanın en lezzetli
portakalı” unvanını taşıyan Finike portakalı ve diğer narenciyeler sipariş
üzerine toplanıyor ve hiçbir kimyevi koruyucu işlem uygulanmadan, bekletilmeden
hızla kargoya veriliyor. Bu sayede ürünler en taze halleri ile sofraya
ulaşıyor.
Portakalbahcem.com’da kredi kartı, havale ya
da PayPal ile ödeme yapılabildiği gibi, tüketiciler kapıda
ödeme seçeneğini de
tercih edebiliyor.
Portakalbahcem.com
ürünlerini Biyolojik mücadele yaparak doğal döngüye zarar vermeden
yetiştiriyor. Siteden satışa sunulan tüm ürünler Finike’deki kendi
kontrollerindeki bahçelerinden geliyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa
Birliği’nin kabul ettiği GlobalGap (The International Standard for Safe and Sustainable Agricultural) ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı İyi Tarım uygulamaları
belgeleri bulunmaktadır.
Dünyanın en lezzetli portakalı neden Finike'de?
Finike ovası;
mükemmel mikro kliması, alüvyon toprak yapısı ve harika su kaynakları
nedeni ile dünyanın en kaliteli narenciye ürünlerinin yetiştirildiği verimli
tarım ovalarından biridir. Finike’nin doğu, batı ve kuzey cepheleri dağlarla
çevrilidir. Güneyi, deniz rüzgârlarına açıktır. Bu nedenle yıllık ortalama
yüzde 85 gibi narenciye için gerekli yüksek nem oranına sahiptir.
Finike Portakalı,
doğal dengelerin ideal yapısından dolayı, kendine has aroması ve optimum
brix-asidite dengesi ile dünyanın en lezzetli portakallarındandır. Asidite
dengesinin optimumda olması meyvenin posa miktarının minimum ve ağızda yerken
erimesini sağlamaktadır. İçerdiği su oranı yüksektir. Tüketimi mideyi rahatsız
etmez. Brix oranının ideal olması portakalın tatlı ve aromalı olmasını
sağlamaktadır. Bütün bu özelliklerinin yanısıra, butik üretim yapısı
(Türkiye’deki toplam portakal üretiminin sadece yüzde 10’u), Finike
Portakalı’nı diğerlerinden farklı ve ayrıcalıklı kılmaktadır.
Etiketler:
Etkinlikler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)